ÖZGE YENGEM DEVAM HİKAYESİ BÖLÜM: 3

Babes

ÖZGE YENGEM DEVAM HİKAYESİ BÖLÜM: 3
Ağır ağır yemeğimizi yiyor, hafifçe rakılarımızı yudumluyorduk…

Halam;

– Kuzey bu kadar güzel yemekler yapabildiğini bilmiyordum.
– Aman hala hazır hepsi, ne yaptım ki….
– Olsun buda bir yetenek bunu yapamayan da var.
– Yok be hala ne var bunları yapmakta?
– Öyle deme eski eşim hiç anlamazdı mesela gelir yemeyi bilirdi, böyle ayağım burkulacak bana yemek hazırlayacak ha? Dışarıdan söylerdim açlıktan ölmemek için o bile söylemezdi düşün…

Daha ben konuyu açmadan halam girmişti bile konuya. Dertli dertli rakısını fondip yapmış, masaya uzunca bakakalmıştı bile. Hah dedim yarrağı yedik gene armudun iyisini ayının teki yemiş belli. Konuşmaya devam ettim.
– Peki hala böyle bir adamla neden evlendin ki.
– He kuzeycim oda ben bak böyle böyleyim diyecekti zaten baştan hani ona göre evlen benimle diyecekti. Keşke öyle olsa evlenirmiydim?
– Anladım hala yani köprüyü geçene kadar…
– Aynen kuzeycim ayıya dayı dedi.
– Ya yok öyle demek istemedim yani madem böyle hayvanın teki neden kandırdı ki seni?
– Aslında balık baştan kokar halacım az çok belliydi de aşk işte dinler mi söz?
– Hala?
– Efendim halam?
– Kızma da şu olayları bana baştan anlat.
– Evlilik meselesini mi?
– Evet o da var ama şu babamla olan kardeşliğin. Neden ayrı kaldığın? Nasıl kavuştunuz birbirinize? Benim senin varlığından bu yaşa kadar haberim dahi olmadı.
– Doydun mu?
– Anlamadım?
– Karnın doydu mu?
– Evet hala doydu.
– Gel o zaman şu köşede içelim anlatayım sana uzun uzun.
– Çok iyi olur.

İçkilerimizi, mezelerimi hazırladık geçtik köşe koltuğuna halam ağrıyan ayağını uzattı, içkisini aldı, slow bir yabancı jazz müzik açtı ışıkları kapatmamı ve lambaderi yakmamı söyledi. Hani ortam yeni evlenmiş çiftin seks kokan ortamıydı kısaca. Oturdum karşına hemen girdi lafa.

Halam;

– Önce abimle yani babanla neden ayrı kaldığımızı anlatayım sana. Biz 7 kardeşiz. Baban ilk babamızdan. Ben ikinci babamızdan. Benden hariç 2 tane daha halan var birde amcan ikinci babadan olan. Birinci babadan olan kardeşlerimi bende bilmiyorum sadece babanı bulabildim. Daha doğrusu o beni buldu. Annem babanı aramış sizin çöküşten sonra. Annemin yeni eşinin kulağına gitmiş.
– Yeni eşi?
– E tabi bunlar vefat edince durur mu babaannen 4 evlilik daha yaptı.
– Babaanneme bak durduramıyoruz.
– Tabii neyse işte annem babana ulaşınca numarasını bana verdi benim konuşmamı istedi.
– Kendisi neden konuşmadı hala babamla?
– Asla konuşmaz. Bahsetmedi mi hiç.
– Neyden?
– Etmemiş belli. Annem babanlar daha çocukken izmire taşınıyorlar o zaman birinci kocasına babanı ve kardeşlerini bırakıp başka bir adama yani benim babama kaçıyor. Antalya’ya
– Yok artık ya
– Evet baban tek başına kalıyor, çünkü deden kanser kısa süre sonra vefat ediyor. Baban 6 yaşında annesiz babasız büyüyor. Ve annemi asla affetmiyor. Babana detayları sorabilirsin neler yaşadığını bilmiyorum ama eminim çok iyi şeyler yaşamadı. Bu arada senin adın. Kanserden vefat eden dedenin adı KUZEY.
– Adımın anlamını da şimdi öğreniyorum. Şimdi babaanneme kızmalı mıyım? Kızmamamalı mı?
– Neden canım?
– Kızarsam sana haksızlık ederim. Senin gibi melek gibi bir insan dünyaya getirmiş. Kızmazsam babama haksızlık ederim onları bırakıp kocaya kaçmış. Bilemedim hala.

Derin derin içkilerimizi içiyor. Halamla konuştukça farkında olmadan bardaklarımızı dolduruyordum. Gerçekten babam az şeyler yaşamamış. Halam sözüne devam ediyordu rakısını yudumlayarak.
– Öyle yani canım. Ben bunları çok önceden biliyordum ama abimi arasam da bulamazdım. Bir bakıma çöküşünüz iyi oldu abimi buldum. Babalarımız farklı olabilir ama bir abim var benim.
– Haklısın hala. Benim de bir halam olduğuna sevindim. Peki sen ne zaman evlendin?
– Ben okulum bitince, üniversitede aşık olduğum adamla 28 yaşımda evlendim. Bir sene sonra Zeynel doğdu zaten. Sonra 2 sene sonra boşandık.
– Neden boşandınız hala?
– İlgisizlikten, vurdumduymazlığından ve aldatmasından halam.

İçkisini dikmişti kafasına.

– Aldattı mı birde seni.
– En çokta canımı yakan o…

Kafası gelmeye başlamıştı. Sözde sağlam içici halam büyük rakıyı bitirip viski şişesine geçince gözleri kaymaya başlamıştı.

– Vay be ver bardağını katayım…
– Doldur canım doldur…

Bardağına viskiyi koydum buzlarını atıp uzattım ve söze devam ettim…

– Hala bilmiyorum biraz özel olacak ama hiçbir şey yaşamadım aldattı dedin. Sevgi aşk konusu dışında galiba bu. Cinsel anlamda da baya boşladı sanırım seni.

Halam hiç beklemediğim halde girmişti lafa.

– Boşlamak mı? Halam Zeynel’e gerdek gecesi hamile kaldım zaten. Daha sonra birlikte olmadık. Olsak da anlamadım yani
– Nasıl yani hala.
– Konuyu açmak gerekirse benim istekli olduğum zamanlarda yakınlaşırdım. Oldu bittiye getirirdi. Ben ön sevişmenin ne olduğunu arkadaşlarımdan duyunca anladım.
– Hala üniversite hızlı geçer derler nasıl boş mu geçti senin.
– Halam ben inektim. Gözümü o yaşa kadar evlendikten sonra açtım. Ben okuluna, işine ailesine sadık birisiydim her zaman. Öyle olmasam boşandıktan sonra bile birliktelik yapmadan duramazdım ki.

Ağzı açık dinliyordum. At gibi kadını siken olmamış resmen ama inanmıyordum da gidip öterim diye mi düşünüyordu ne düşünüyordu ağzını yokladım.

– Hala yeme beni ben bile lise zamanında neler geçirdim sen Üniversite gibi bir dönemde boştum diyorsun. Onu geçtim evlenip boşandıktan sonra bile, bir kişiyle bile olmadı mı.
– Kuzey mastürbasyon bile yapmıyorum zevk vermiyor. Canım istemiyor.

Duyduklarım, işittiklerim karşısında şoka mı gireyim, üzülmeli miyim, yoksa sikmeliyim allahım nasıl diye kendi kendimi yiyip bitiriyordum resmen. Söze devam ettim.

– Hala sen şuan baya dolusun.
– Hem de kurşun misali doluyum.

Güveni mi toplayıp söyledim:
– Yapabileceğim bir şey var mı?
– Dertleşiyoruz ya halam…

Bu söz karşısında üstelemedim. Kadın gerçekten o gözle bakmıyor bile bana, ben nasıl seni sikebilir miyim mi diyeceğim. Geç oğlum o işleri dedim ve konuşmaya devam ettim.

– Hala gerçekten şaşırtıcı bir durum şuan şoktayım…
– Neden halam?
– Bak ciddi söylüyorum halam olmasan ve seni görsem sana ilk görüşte aşık olur, elde etmek için elimden geleni yapardım.
– Hahaha deli çocuk emin ol öyle tonlarca adam var ki. Bir kere benimle yat, tarlam takkam evim arabam senin olsun diyeni gördüm ben.
– Hala güzel teklif kabul etseydin.
– Hahaha deli çocuk saçmalama. Yapar mıyım öyle bir şey
– Ya şaka yapıyorum.
– Hem Zeynel var yüzüne bakamam. Oğluma adamım ben kendimi.
– Hala yanlış anlama da hayatının hatasını yapıyorsun. Görmediğin öyle güzellikler var ki. Çok şeyden mahrum kalıyorsun.
– Biliyorum arkadaşlarımdan bol bol dinliyorum. Manyak mısın kızım. Git gününü gün et. Yaşamadığın aşkı, cinselliği yaşa diyen. Yaşayıp anlatan. İçim gidiyor gitmiyor değil ama kor gibi geçiyor, sönüyor hemen.

Viskilerimizi yudumladıkça halamın gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Hah dedim amına koyayım sırasıydı. Halama baktıkça o kafayla Özge Yengem aklıma geliyordu. Onun karşıma geçip ağladığı zamanlar, eski zamanlar film şeridi gibi geçiyordu gözlerimin önünden. Halam hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Donmuş kalmış, karşımda özge ağlarmışçasına onu izliyor, teselli etmek istiyor ama özgenin yaptıkları aklıma geliyor değmez diyordum ama yapamadım. Yine yenik düştüm. Viskiyi fondip yapıp bardağını aldım onun ve yenisini katıp oturdum baş ucuna. Viskileri masaya koydum ve omzundan tutup çektim kendime. Sımsıkı sarıldım. Kafasını omzuma koymuş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Sakinleştirmeye çalışıyor, ipek gibi o saçlarını okşuyordum. Ama bir yeminim vardı asla ama asla böyle timsah gözyaşlarına kanıp, hiçbir kadına özge gibi aşık olmayacaktım. Ki bu kişi benim halam o hata bir kez olur. Genç yaşta ne yarak gibi hayat yaşadık. Artık olmaz dedikçe sınanıyordum sanki üstüme üstüme geliyordu. Halamın o güzel teninin kokusu, saçlarınına sıktığı parfümün kokusu karışmış okşuyordu ruhumu ama olmaz halam o benim halam olarak sarılıyordum şuan ona.

Kafasını tuttum ellerimle yüzünü kapattım, parmak uçlarımla göz yaşlarını sildim yüzüme bakıp dudaklarını büzmüş, gözlerinden yaş gelmeye devam ediyordu. Yüzüne bakıp üzüntü ile karışık gülümsüyordum. Yüzünü kendime doğru yaklaştırdım ve iki yanağını da sıkı sıkı şehvetle öptüm. Yüzüme bakıp gülmeye başladı. Sonra boynuma sarıldı sıkıca, uzun süre bırakmadı. Saçlarını okşadım ve konuşmaya başladım.

– Hala. Halaa. Biraz daha sıkarsan boğulacam bak.
– Ay tamam bıraktım ya iyi misin.
– Hahaha şaka yapıyorum gel şuraya.

Elimle omzuna sarıldım. Diğer elimle içkisini ona uzattım ve yudumladık.
– Rahatladın mı?
– Hem de nasıl. Oh be içimi dökmem lazımmış iyi ki geldin kuzeyin oğlu…

Bir an karşıma Zeki var sandım gülmeye başladım. Kahkaha atıyordum resmen. Halam da gülüyor bana bakıyordu:

– Ne oldu?

Kahkaha atmaya devam ediyordum.

– Yaa ne komik bir şey mi söyledim. Dalga geçme halanla eşşek

Ben hala gülmeye devam ediyordum…

– Bak ya eşşeğe bak nasıl gülünürmüş hala ya gel bakayım sen…
Karnımı gıdıklamaya başladı. Üstüme çıkmış gıdıklıyor, benimle birlikte kahkaha atıyor Kuzey’in oğlu diyerek yarıla yarıla gülüyordum. Bir an karşıma Zeki var onunla böyle dertleşiyormuş gibi hissettim aklıma geldikçe gülüyorum halam gıdıklamaya devam ediyordu. Gözlerimden yaş gelerek gülmüştüm adeta. Kendime geldiğimde yüzümü ovuşturdum kafam hafif dönüyordu. Halam kucağımda oturuyor, ellerini karnıma koymuş, bana bakıp gülümsüyordu. Kafamı doğrulttuğumda geri düşüyordu… Halam üstümden kalktı. Sendeleyerek, ayağının acısını umursamadan dolaba gitti ve şarap getirdi. Masaya koydu ve açmak için çekmeceyi sesli bir şekilde karıştırmaya başladı. Ben sırt üstü uzanmış onu izliyordum başım dönüyordu. Zorda olsa doğruldum ve oturdum. Daha sonra ayağa kalktığımda heryer dönüyordu. Çok fena sarhoş olmuştum. Başta dalga geçtiğim halam bana göre daha iyiydi. Emekleyerek resmen tuvalete gittim. Kapıyı kapattım mı kapatmadım mı bilmiyorum bile. Eşofmandan sikimi çıkarttım. İşeyecem ama delik sağa, sola gidiyor, hareket ediyordu deliği tutturamadığım için işeyemiyordum bile. Halamın sesiyle irkildim.

– Kuzey yardım lazım mı sabah beri sağa sola sallıyorsun şeyini deliği mi bulamadın.

Diye kahkaha atıyordu sarhoş kafayla bir ayağımda lavaboya basmış, bir elimde sikimi tutmuş halama;

– Amk deliği durmuyo ki yerinde ahahaha işeyecem umarım bugün dur bee ananın amcığı…
Diye tuvalete küfür ediyordum. Zorda olsa işemiş, elimi yüzümü bolca yıkamış, ayılamadığım için suyu açıp lavaboya kafamı sokmuştum. Biraz biraz kendime gelmiştim. Tuvaletten çıktığımda halam;

– Aaa ne bu hal tuvaletin içine mi düştün? Of kuzey tişörtün sırılsıklam bak ıslak durma çıkart şunu.
– Çıkartamam
– Neden?
– E yok
– Ne yok
– Tişört yok başka
– Of çıkart şunu benim askılıdan vereyim mi?
– He oldu hala tangadan da versene
– Ahahah ya dalga geçme eşşek
– Verme çıkartırım tişörtsüz dururum….
– O zaman klimayı kapatayım soğuk çarpmasın. Bana diyordun benden önce yıkıldın bakıyorum. Hadi daha şarap bitecek.
– Hala saat 4 e geliyor sabah iş yok mu?
– Cumartesi yarın. Daha kutsal cumartesi yapacaz.
– Hala yaptık ya.
– Bu kutsal Cuma ay çarpılcaz otur şuraya

Halamın yanına oturdum. Tişörtümü çıkarttım ıslak saçlarımı sildim onunla. Halam sigara yakmış şarap ile elime uzattı.

– Al bakalım yılan deliği bulmakta zorlandı sen nasıl lise döneminde hızlıydın böyle hahahaha

Diye gülmeye başladı. Başta anlamadım neyden bahsediyor diye sonra sinirime dokundu bu lafı erkeğiz ya yediremedik tabi.

– O delikle bu bir mi. Büyük deliğe tutturması zor olur hep, küçük severim ben.
– Ooo oo laflara bak laflara altta da kalmıyor hiç.
– Az önce kaldım ya.
– Ne zaman.
– Hala tepemde tavuğunu becermeye çalışan horoz gibi tünüyodun demin ondan bahsediyorum.
– Ya hahaha aman yeğenimi seviyordum.
– Gördüm canım bir an nefes alamadım.
– Aaa kilolu muyum ben o kadar.
– Yok kilodan değil de hala göğüsler ve kalçaların…
– Ne olmuş onlara?
– Allah yürü ya kulum demiş sulak yerde mi büyüttün naptın onları.
– Ahahaha manyak ya düşün onların bile değerini bilmediler ya ondan değerlendi demek ki.
– Bence hep değerliydi de değerlendirememiş hala.
– Oda olabilir. Cidden söyle bakayım hep ben anlattım sıra sende.
– Ne anlatayım hala.
– Şu hızlı zamanlarını?
– Hala inan anlatmaya kalksam 31 sayfalık hikaye çıkar 😀 (ÖZGE YENGEM ADLI HİKAYE) yani o yüzden ne öğrenmek istiyorsun.
– Hızlı olduğun zamanları işte. Zamanında durumunuz da süperdi. Altında araba, özel okullar, tekne turları.
– Hala tekne turları derken?
– Ya okul götürmüş ya mezuniyet için.
– Haa onu diyorsun
– Başka ne var anlat işte.
– Ya okul, kız arkadaş seks nasıl olursa işte.
– Seks mi o yaşta..

Ahh hala ahhh o yaşta ne yarraklar yedik hangi birini anlatayım şimdi sana amk…

– Evet hala kızlar vermeye çok meyilli bizim oralarda hele ki dediğin gibi altında araban ünün varsa.
– Bak sen Kuzey bey’e ünlüymüşte.
– Tabi namımızı duyan geliyordu.
– Hahaha bak sana ne anlatıcam. Kanser olan deden varya. Abimin babası.
– Ha şu adını taşıdığım zavallı dedem….
– Zavallı mı? Çokta değil
– Nasıl yani?
– Konu konuyu açtı diye aklıma geldi. Annem onu başka bir kadınla yakaladığı için terk ettiğini söylüyor ama inanmıyoruz tabi.
– Nasıl yani?
– Ya bu deden köy yeri ya o zamanlar oturdukları yer.
– Eeee?
– İşte orada annemle henüz ilk evlendiklerinde, kardeşinin karısını şey yapıyormuş.
– Ne yapıyormuş?
– Ya işte birlikte oluyorlarmış gizli gizli. Sonra kardeşi başka ilde iş buluyo taşınıyor. Hatta dedenden kadın hamile kalıyor ama kardeşi bunu bilmiyor tabi.
– E hala babaannem nasıl öğrenmiş.
– Kadın mektup yazmış. Benim ondan çocuğum var arayıp sormuyo diye tabi babaannende inanmamış.
– İyide öyle olsa bile çocuklarını bırakıp kocaya kaçmış.
– Ya bu olay ondan da önce zaten neyse öyle işte.
– Desene dedemden geliyor aileye ilgi….
– Nasıl?
– Hiç
– Ne dedin az önce aileden kime ilgin varmış?
– Bizim değil ya. Anne tarafından yengeyle bir ilişkim oldu benimde.
– Abim söylemişti az çok
– Babam da her şeyi anlatmış zaten…
– Anlatmadı evlenecektin diye duymuştum yani…
– Saçmalama hala.
– Valla halam öyle bir şey olsa sen saçmalardın ucuz yırtmışsın.
– Çok ucuz olmadı yırtana kadar götümde yırtıldı ama neyse.
– Hala seviyor musun onu?
– Hayır tabi ki nefret bile etmiyorum unuttum gitti açmayalım konuyu.
– Ben anlatırken açmayalım demedim merak ediyorum gerçekten çok mu sevdin onu?
– Sen ne diyorsun hala ya öyle bir sevmişim ki artık tövbe ettim sevmemeye.
– Ben ağlarken kuzu kuzu geldin sarıldın ama.
– Sen ayrısın halamsın aynı kanı taşıyoruz bir kere…
– Canın olabilirim ama abimle bile aramızda farklı kanlar var seninle ohoo… Yani bir bakıma uzağım.
– Olsun halamsın…
– Peki canım teyzenim demedim ya. Sen yine de öyle büyük konuşma. Büyük lokma ye büyük konuşma demişler kızın teki çıkar aklını çeliverir. Bugün gelen Zeliha gibi ayakta ağzını açık bırakır bak.
– Hakket hala o kız kim?
– Zeliha mı? Zengin bir iş adamının şımarık kızı işte. Sana gelmez o halam.
– Ooo gelir gelir hala, evlencek değilim ya ne güzel işte tam benlik.
– Ha tek gecelik diyosun.
– Yani daha var be evliliğe sen bile 28’inde evlenmişsin daha ben 22 olmadım.
– Sende haklısın gençliğini yaşa halam. Hadi şaraplarımızı içip yatalım benimde kafa gitmeye başladı…
Tüm bunları yarım sarhoş ağızla söyleyen halam. Şişenin dibi gözüktüğünde iyice sarhoş olmuştu. Saat sabah 6 olmak üzereydi ki halam sızıp kalmıştı koltuğa. Birkaç kez dürttüm, seslendim sayıklıyor, gözlerini açamıyordu. Yatak odasına gidip yatağını hazırladım. Etrafta ayak altında olan şişeleri bardakları masalara koydum ve halamı kucaklayıp kaldırdım. Bir bebek kadar masum uyuyordu. Yatağına yatırdım ölü gibi uyuyordu resmen. Ben gene ayılmıştım o iyice sızdı. Bir süre izleyip üstünü örttüm. Ama o güzelliğine karşı koyamadım ve dudaklarına yapıştım resmen. Uzun uzun öptüm dudaklarını hiç oralı değildi. Göğüsünü okşayıp tekrar dudağından öptüm ve kapısını kapatıp çıktım. misafir odasına, ilk gün gelip kaldığım odaya geçtim ve uzandım. Sızıp kalmışım…

Genel içinde yayınlandı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir